Nordik ve AB güvenlik yaklaşımlarının güvenlikleştirme teorisi çerçevesinde analizi

Abstract

Gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan güvenlik kavramı, uluslararası ilişkiler çalışmalarında ana referans unsurlarından biridir. Çok kadim bir tarihsel birikimi olan güvenlik kavramının anlaşılmasının zor olması ve zaman içerisinde yaşadığı değişimlerin bir sonucu olarak derin bir perspektif ile ele alınması gerekir. Dünyanın en kurumsal bölgesi olan Avrupa ile güvenlik kavramının etkileşimi ele alınmaya değer bir konudur. Soğuk Savaş sonrası dönemde göç ve terör sorunları diğer tehdit unsurlarından ayrılarak daha öncelikli unsurlar olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada AB'nin göç ve terör perspektifinin zaman içerisindeki değişimi Kopenhag Okulu'nun güvenlikleştirme teorisi çerçevesinde incelenmiştir. Aktör, tehdit, retorik, izleyici ve eylemsel boyutu ile ele alınan göç ve terör sorunu politika belgeleri, kurumsallaşma ve kamuoyu anketleri birlikte analize dahil edilerek sonuca ulaşılmıştır. Hem göç hem de terör sorununun Schengen Antlaşması ile başlayarak günümüze ulaşan süreç içerisinde incelenmesi sonucunda her iki sorunun bir paralellik sergilediği saptanmıştır.

One of the primary reference components in international relations is the concept of security, which is an essential aspect of even our daily lives. Because of the changes it has encountered over time, security which has a very archaic historical foundation should be difficult to understand and considered with a deep perspective. The connection of the concept of security with Europe, the most institutionalized continent on the planet is a topic worth debating. Migration and terrorist issues have been separated from other challenges and given higher attention in the post-Cold War era. The change in the EU's attitude on migration and terrorism over time has been investigated in this study using the securitization theory of the Copeanhagen School. The policy documents, institutionalization and public opinion surveys on the migration and terrorist issues which are addressed in terms of actor, threat, speech act, audince and action have all been included in the study and conclusion has been made. As a result of reviewing the process from the Schengen Agreement to the present day, it has been concluded that both immigration and terrorism issues exhibit parallelism.