Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız:
http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/1831
Başlık: | Doğu Karadeniz bölgesinde çay tarımının yapısı, başlıca ürünlerle mukayesesi ve dış ticareti |
Diğer Başlıklar: | Structure of tea harvest comparasion of basic agricultural products and foreign trade in the east region of Black sea |
Yazarlar: | Kasapoğlu, Köksal |
Yayın Tarihi: | 1998 |
Yayıncı: | Karadeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü |
Özet: | Türkiye'de çay işletmeciliği ilk defa 1947 yılında başlatılmış, yurtiçi çay talebi 1963 yılından itibaren tümüyle yerli üretimle karşılanmıştır. 1984 yılına kadar Devlet Tekelinde yürütülen çay işletmeciliğinde, bu yıldan sonra kamunun yanında özel sektöründe faaliyetine izin verilmesiyle kısa sürede üretim kapasitesinde büyük artışlar olmuştur. Gerek çaylık alanların kontrolsuz artışı, gerekse özel sektörün plansız, programsız ve hazırlıksız çay üretimine başlaması neticesi; hem ihtiyaç fazlası yaş çay ürünü alınmış, hem aşın çay stoklan oluşmuş, hem de sektörde atıl kapasite doğmasına neden olunarak kaynak israfına yol açılmıştır. İç piyasada üretim ve satıştaki payı azalan Çaykur; stok fazlası çayları, ancak zararına ve düşük fiyattan kısıtlı miktarlarda ihraç edebilmiştir. Doğu Karadeniz Bölgesinde üreticileri çay tarımına bağımlılıktan kurtaracak, diğer tarım ürünlerinin üretimi uzun yıllar ihmal edilmiş, diğer yandan bölgede sanayi ve ticaret geliştirici yatırımlar da yeterince teşvik edilmemiştir. Çay üretimindeki fazlalıklar; yetersiz taban fiyat ve gecikmeli ödeme yönünden üreticileri; atıl kapasite, yüksek maliyet ve rekabet nedeniyle Çaykur ve özel sektörün karlılığını olumsuz yönde etkilemiştir. Bir başka ifadeyle ihtiyaçtan fazla üretilen malın değeri azalmıştır. 1993 yılında çıkarılan kararname ile çaylıkların her yıl 1/5'inin budama zorunluluğu getirilmiş, ürün kaybı bedeli üreticiye tazminat olarak ödenmiş, böylece arz fazlası çay önlenerek kaliteli hammadde alınmak istenmiştir. Bu uygulama hem üretici hem de işletmeci kesimlerce benimsenmiş ve faydalı bulunmuştur. Çay sektöründe üreticilerin; taban fiyat, ödeme, hasat, taşıma, satma, gübreleme ve örgütsel ilişkiler gibi sorunları halen devam etmektedir. VIIÇaykur'un stok fazlası çaylarını satmak ve finansman ihtiyacını karşılamak için; 1996 yılında Beyaz Rusya ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasında yapılmış olan anlaşma kapsamında ucuz fiyattan ihraç etmeyi taahhüt ettiği 41 bin tonluk takas çay ihracat sözleşmesi gereği Türk çayı 22 devletin pazarına girmiştir. Bu ülke piyasalarında kalıcı bir Türk çayı pazarının muhafaza edilebilmesi ve sektördeki arz fazlası stok çayın eritilebilmesi için Çaykur bundan sonra her yıl 15-20 bin ton kaliteli çayı uygun fiyattan ihraç etme şansını iyi kullanması gerekmektedir. Bölge insanını çaya bağımlı olmaktan kurtarmak için; toprağın yapısı, verim ve elde edilen ürünün pazar değerine göre diğer tarımsal ürünlerin üretimi de ihmal edilmemeli ve teşvik edilmelidir. Özellikle kivi yetiştiriciliğine arazi yapısının gösterdiği uyum, elde edilen verim ve parasal gelir dikkate alınarak kivi yetiştiriciliği daha da önemsenerek geliştirilmelidir. Tarımsal alanların kısıtlılığı karşısında; bölge insanının geliri ve yaşam düzeyini daha ileri seviyelere ulaştırabilmek için; ticari ve turizm yatırımlarının devletçe teşvik edilmesi faydalı olacaktır. Çay üreticilerinin çeşitli sorunları ve örgütsel problemleri çözülerek, gerekli yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmalıdır. Bölgede çay üretimiyle beraber diğer tarımsal ve ticari faaliyetler; ekonominin ve bölgenin sosyo ekonomik yapısı dikkate alınarak ekonominin gereklerine uygun olarak yapıldığı taktirde, bundan hem bölge insanı, hem bölge ekonomisi, hem de ülke ekonomisi kazançlı çıkacaktır. Tea plantation in Turkey has been initiated in 1947 and domestic tea demand has been totally fulfilled by the domestic production since 1963. Since 1984, tea sector was under state monopoly after that private sector has been also joined to tea production and production-capacity has been increased tremendously in a short time. Increasing plantation areas without any planning, control and private sectors" production without any program, plan and preparation have generated over production, stock and idle capacity as well as mismanagement of resources in the tea sector. Due to shrinking of production and marketing share of Çaykur in the domestic market, the over production of tea has been partly exported in a low price. It is a fact that, other crops rather than tea- furthering tea producers to depend on only tea farming in the blacksea region have been ignored very long time and investment programs in developing industry and commerce in the region have not been encouraged enough. Because of over production of tea, insufficient subvention in price and late payment to producers, idle capacity, high cost of production and competition, Caykur has effected the profitability of private sector. In other words, excess production over the demand has decreased the value of the production. The government decree issued in 1993 obligated to trim 1/5 of tea plantation each year and loss of trim has been also compensated. Thus, excess supply of tea has been prevented and quality of raw tea has been increased. This procedure has been considered helpful by both producer and farmers. In the tea sector, problems in subvention price, payment, harvest, transportation, selling, fertilization and organizational structure are still prevailing. IXWith the agreement between Turkey and Belarus in 1996, Turkey agreed to export 41 thousand ton Turkish tea in barter and Turkish tea was entered to the market of 22 states to sell Çaykur's excess stock and meet its financial needs. To be permanent in the market and thus to export over stock to these states, Çaykur must take into consideration to produce quality tea in a competitive price to the possibility of exporting 15-20 ton tea each year. In order to help the people of this region to not be depend on tea only, production of the other alternative crops taking into consideration form of the land productivity and market value of crop should not be ignored but must be encouraged. Regarding the lack of the land areas, investments on tourism and commerce must be encouraged by the government to increase income and life standard of people of this region. The various problems of tea producers and organizational obstacles must be eliminated by the new legal and institutional arrangements. If tea production and the other agricultural and commercial activities in the region are organized by the needs of regional socio-economic factors, both local people, economy and country will gain great benefit. |
URI: | http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/1831 |
Koleksiyonlarda Görünür: | İktisat |
Bu öğenin dosyaları:
Dosya | Açıklama | Boyut | Biçim | |
---|---|---|---|---|
086238.pdf | 4.78 MB | Adobe PDF | Göster/Aç |
DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.