Sinop Ayancık yöresi kayın (Fagus orientalis Lipsky.) ormanları altındaki ölü örtü ve toprakların bazı fiziksel ve fiziko-kimyasal özelliklerinin araştırılması

Abstract

Sinop-Ayancık yöresinde yapılan bu çalışma ile Doğu Kayını (Fagus orientalisLipsky.) altındaki ölü örtü ve toprak yapısının yükselti, bakı, eğim gibi konum etmenleri ile bük kapalılığı ve Ortalama bük yaşı gibi bük özelliklerine bağlı değişimi araştırılmıştır. Bu amaçla araştırma alanında belirli bir yükselti kuşağından başlayarak örnekleme alanları alınmıştır. Her örnekleme alanında 4 farklı noktadan ölü örtü ve açılan her toprak çukurunda ise 0-20 cm derinlik katından bir toprak örneği alınmıştır. Her örnek kendi içinde 3 farklı katmana (L, F, H) ayrılarak, ölü örtü örnekleri alınmıştır. 69 örnek alandan toplam 69 adet toprak örneği ve 157 adet ölü örtü örneği üzerinde inceleme yapılmıştır. Araştırma alanından alınan toprak örnekleri üzerinde; tanelilik, pH ve organik madde olmak üzere 3 adet toprak özelliği araştırılmıştır. Ölü örtü örneklerinde ise; ölü örtükalınlığı, fırın kurusu ağırlık, hacim ağırlığı, su tutma kapasitesi, tarla kapasitesi su miktarı,solma noktası su miktarı, elektriksel iletkenlik ve pH olmak üzere 9 özellik araştırılmıştır. Toplam ölü örtü miktarı 6675 kg/ha olarak bulunurken, ölü örtü ortalama su tutma kapasitesi % 567 olup buda hektarda yaklaşık olarak 38 m3 suyun tutulabileceğini göstermektedir. Bu yaz kuraklığı dönemindeki su açığının karşılanması için de yeterli bir miktardır Ölü örtü özellikleri üzerinde yapılan istatistiksel analiz sonuçlarına göre hacim ağırlığının eğim; fırın kurusu ağırlık değerinin yükselti ve yaş; ölü örtü kalınlığının eğimve yükselti; elektriksel iletkenlik değerinin eğim ve yükselti; tarla kapasitesi su miktarının kapalılık yaş ve yükseltiyle; solma noktasının eğim, kapalılık ve yükseltiyle yararlanılabilir su miktarının ise bakı ve kapalılık ile ilişkili oldukları belirlenmiştir. Toprak özelliklerinden ise pH üzerinde yükseltinin, organik madde üzerinde eğim ve kum, kil vetoz oranlarında ise sırasıyla yükselti ve bük yaşının istatistiksel olarak ilişkili oldukları sonucu elde edilmiştir.