Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/4186
Tüm üstveri kaydı
Dublin Core AlanıDeğerDil
dc.contributor.authorUzun, Şeyma-
dc.date.accessioned2022-06-21T07:58:24Z-
dc.date.available2022-06-21T07:58:24Z-
dc.date.issued2021-06-
dc.identifier.urihttp://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/4186-
dc.description.abstractSoğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte uluslararası sistemde yaşanan değişim ve dönüşüm güvenlik kavramını dar ve sınırlı olan kalıbından çıkartmıştır. Aynı zamanda eleştirel güvenlik yaklaşımlarıyla birlikte Kopenhag Okulu ve "Güvenlikleştirme Teorisi"nin de katkısı ile genişletmiştir. Daha önceki dönemlerde devletlerin öncelikli ilgi alanlarına girmeyen "alçak politika" (low politics) alanındaki konuların "yüksek politika" (high politics) alanındaki konular kadar önemli olmasını sağlayacak bir dönüşümün yolunu açmıştır. Uluslararası göç olgusu da bu dönüşümün örneklerinden birisini teşkil etmesi açısından önem taşımaktadır. Başlangıçta pek çok Avrupa ülkesi tarafından iş gücü ihtiyacını karşılamak amacıyla teşvik edilen uluslararası göç, zaman geçtikçe güvenliğe karşı potansiyel bir tehdit olarak görülmeye başlanmıştır. Bu sebepten ötürü de Avrupa ülkeleri tarafından engellenmeye çalışılmıştır. Bir nevi devletlerin siyasal alanı dışında olan göç olgusu siyasal alanın içerisine dahil edilerek önce siyasallaştırılmış, ardından güvenlikleştirilmiştir. Bu şekilde günümüz uluslararası sisteminin güvenliğine tehdit oluşturan hayati bir uluslararası güvenlik sorunu haline getirilmiştir/gelmiştir. Özellikle 11 Eylül 2001 terör saldırıları sonrasında Avrupa'daki aşırı sağ partiler tarafından güvenlikleştirilmeye başlanan uluslararası göç olgusu, "tehdit altındayız" mesajı ile Avrupa ülkelerindeki güvensizliğin temel nedeni olarak alımlayıcı kitlelere sunulmuştur. Bu durum mülteci krizi sonrasında Avrupa ülkelerine gerçekleştirilen göç dalgasıyla birlikte zirve noktasına ulaşmıştır. 11 Eylül sonrası göç ve göçmen karşıtlığı üzerinden seçmen desteği açısından yükselişe geçen aşırı sağ partiler, göçmenlerin Avrupa toplumunun homojen yapısını bozduğu, işsizliği ve suç oranlarını artırdığı şeklindeki yaygın olan söylemler vasıtasıyla uluslararası göçü ulusal ve toplumsal güvenlik bağlamında güvenlikleştirmektedirler. Bu şekilde söz konusu sorunlardan rahatsızlık duyan kitleleri kendi bünyelerine katmayı başarmaktadırlar. Bu çalışmada, Avrupa'daki aşırı sağ partiler çerçevesinde uluslararası göçün güvenlikleştirilmesi Fransa ve Macaristan örnekleri üzerinden ele alınmıştır. With the end of the Cold War, the modification, and transmutation of the international system have abolished the concept of security from its parochial and limited pattern. Meanwhile, it has broadened with the contribution of the Copenhagen School and the "Securitization Theory" along with critical security approaches. It has provided that the subordinates in the field of "low politics", which were not in the priority domains of the states in the past, are as substantial as the subjects in the field of "high politics". The phenomenon of international migration is also significant concerning one of the instances of this transmutation. International migration was initially encouraged by several European countries to procurement to their labor wills. However, over some time, international migration initiated to have appeared as a potential threat to security. Therefore, it has been endeavored to be prevented by European countries. To clarify, the phenomenon of migration, which is apart from the political sphere of states, is comprised in the political sphere and politicized, and then secured. Thus, it has become vital to the international security cause that poses a threat to the security of today's international system. The phenomenon of international migration has initiated to be securitized by far-right parties in Europe, exclusively after the terrorist attacks on September 11, 2001. The message "We are under threat" by these parties was introduced to the bystanders as the main reason for the insecurity in the European countries. This situation reached its peak with the wave of migration to the European countries following the refugee crisis. The far-right parties have been on the promotion in terms of elector support over the migration and anti-immigrant dissent after September 11. They are securitizing international migration pertaining to national and social security through pervasive discourses that immigrants disrupt the homogeneous structure of the European society and increase unemployment and crime rates. Concurrently, they succeed in integrating the masses who are inconvenient with these problems. In this study, the securitization of international migration within the framework of far-right parties in Europe is discussed through examples of France and Hungary.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherKaradeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.subjectUluslararası Göç, Güvenlikleştirme, Aşırı Sağ Parti, Fransa, Macaristantr_TR
dc.subjectInternational Migration, Securitization, Far-Right Party, France, Hungarytr_TR
dc.titleAvrupa'da aşırı sağ partiler çerçevesinde uluslararası göçün güvenlikleştirilmesi : Fransa ve Macaristan örnekleritr_TR
dc.title.alternativeSecuritization of international migration within the frame of far-right parties in Europe: France and Hungary examplestr_TR
dc.typeThesistr_TR
Koleksiyonlarda Görünür:Uluslararası İlişkiler

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
684695.pdf1.37 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.