Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/4171
Başlık: Arap baharı sonrası İran'ın Suriye'ye yönelik politikası
Diğer Başlıklar: Iran's policy towards Syria after the arab spring
Yazarlar: Margaı, Karez Qadir Hama Salih
Anahtar kelimeler: İran - Suriye İlişkileri, Arap Baharı, Suriye Krizi, İran Politikası, Ortadoğu, İran’ın Suriye’ye Yönelik Politikası.;Iran - Syria Relations, Arab Spring, Syrian Crisis, Iranian Policy, Middle East, Iran's Policy Towards Syria.
Yayın Tarihi: Ara-2020
Yayıncı: Karadeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü
Özet: İran ve Suriye Ortadoğu'da eski ve köklü tarihe sahip iki ülke olarak, birbirleriyle eski ve stratejik bir ilişkiyle bağlanmıştır. Özellikle Suriye, Fransa işgalinden kurtulduktan ve 1946 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra, İran tarafından hemen tanınmış ve Şam'da başkonsolosluğunu açmıştır. İran'ın bu adımı, iki ülke arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkilerin başlangıcı sayılmaktadır. Başka bir açıdan, İran ve Suriye ilişkilerinin tarihine bakıldığında, kuşkusuz bu ilişkilerin her sayfası bir takım bölgesel ve uluslararası faktör ve şartların etkisi altında kalmıştır. Bu yüzden görülüyor ki 1979 yılındaki İran İslam Devrimiyle iki ülkenin ilişkilerinde köklü değişim yapılmış ve İran ile Suriye arasında bir stratejik ittifak dönemi başlamış ve bu süreç günümüze kadar devam etmiştir. Bu durum da bölgesel değişimlerin bu iki ülkeyi ne kadar yakınlaştığını ve birbirilerine karşı siyaset ve davranışları, özellikle İran ve Suriye'nin ulusal çıkarları ve milli güvenliklerinin tehdit altında olduğunun bir göstergesidir. Örneğin, Irak – İran sekiz yıl süren 1980 – 1988 savaşında her iki ülkenin de üzerinde tehdit ve endişeler bulunmaktaydı. Bu durum, İran ile Suriye'yi daha fazla yakınlaştırmış ve Direniş Cephesi adlı Tahran ve Şam'ın bölgedeki muhaliflerine, ABD ve İsrail gibi karşı bu gücün oluşturulmasına yol açmıştır. İran'ın Suriye karşısındaki siyasetini yeniden gözden geçirmesi ve inşa etmesinin başka önemli nedenleri ise Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde başlayan "Arap Baharıdır". Suriye stratejik Arap ülkelerinden biri olarak, bölgedeki olaylar ve değişimlerden uzak kalmadı ve halkın protesto dalgası hızlı bir şekilde bu ülkeyi de kapsamıştır. Ancak Arap Baharı olayları Suriye halkının beklenti düzeyinde değildi ve ülke kaos ve derin bir iç savaşla karşı karşıya kalmıştır. Bu da Suriye'yi bölgesel ve küresel güçlerin bölgede kendi çıkarlarını elde etmeleri için bir savaş alanı haline getirmiştir. Bu bağlamda İran, bölgenin en etkili güçlerinden biri olarak Suriye'deki olaylarda önemli bir rol oynamiş ve suriye rejiminin menfaatleri doğrultusunda, kendisine yakın Şii milis grupları aracılığıyla olayların yönünü değiştirmeye çalışmış ve Beşar Esad rejiminin çöküşünü her şekilde önleyebilmiştir. Öte yandan İran, Suriye krizine müdahale ederek bölgedeki hegemonyasını ve çıkarlarını güçlendirmeye çalışmıştır. Bu durum da bölgedeki anlaşmazlık ve çatışmaları derinleştirmiştir. As two countries located in the Middle East with an ancient and old rooted history, both Iran and Syria are attached by an old and strategic relationship with each other. Specifically, Syria, after it survived from the occupation of France and gained its independence in 1946, Iran immediately recognized Syria as a sovereign state and opened its consulate in Damascus. This move is considered that it was the beginning of political and diplomatic relations between the two countries. From another perspective, when we look at the history of the relations between Iran and Syria, undoubtedly, from every aspect of these relations has been influenced by many regional and international factors and conditions. For this reason, we can observe that the Islamic Revolution that took place in Iran in 1979 has changed deeply the relations between the two countries, and a strategic alliance and cooperation between the two countries is considered that it has begun at that time which so far continues. This is a clear indication of how regional changes have made these two countries closer to each other and their politics and behavior towards each other, especially when the national interests and national security of Iran and Syria are at risk. For example, the eight-year Iraq-Iran war of 1980 – 1988. Although the threats and concerns faced by both countries were huge and immense, this brought the two countries even much closer leading and paving the way to the creation of a resistance force against the opposition of Tehran and Damascus in the region such as the United States and Israel. Another important aspect to mention in this review of Iran's policy towards Syria is the "Arab Spring", which in its first-place began in North Africa and Middle Eastern countries. Syria, as on of the strategic Arabic countries, was not out of the regional changes and faced mass demonstrations and protests soon after the start of the Arabic Spring. However, the events and political changes of the Arab Spring were far from the expectation of the Syrians, particularly the deadly civil war which made Syria the field of confrontations of the regional and global powers to Decisive their political and economic disputes. Among the actors which involved in the war, was Iran. Iran played the most important role directly and indirectly through the Shia militias there in such a way that it ultimately changed the results of the long – years conflicts in favour of Bashar Assad's Regime. On the other hand, Iran tried, through the interference in Syria's affaires, to secure its hegemony and political interests in the region which eventually deepened the disputes and conflicts of the region.
URI: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/4171
Koleksiyonlarda Görünür:Uluslararası İlişkiler

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
670129.pdf1.37 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.