Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3635
Tüm üstveri kaydı
Dublin Core AlanıDeğerDil
dc.contributor.authorÇakıcı, Nurettin-
dc.date.accessioned2022-05-20T08:32:20Z-
dc.date.available2022-05-20T08:32:20Z-
dc.date.issued2021-08-
dc.identifier.urihttp://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3635-
dc.description.abstract1917'de gerçekleşen Bolşevik İhtilali ile birlikte Çarlık Rusya'sı tarihe karışmıştır. Rusya'nın yeni idarecileri olarak ortaya çıkan Bolşevikler barışçıl söylemler yayımlayarak, emperyalist devletlere karşı mücadele eden ulusları birlikte hareket etmeye çağırmışlardır. Bolşeviklerin ihtilalden sonra takip ettikleri dış politika ve geliştirdikleri söylemlere, Mondros Mütarekesinin ardından Anadolu'da başlatılan bağımsızlık mücadelesinin idarecileri kayıtsız kalmamıştır. Zira hem RSFSC Hükümeti hem de TBMM Hükümeti temsilcileri aynı cepheye karşı mücadele etmekteydi. Tarafları birbirlerine yakınlaştıran temel faktör elbette ki, ortak menfaatlerinin varlığı ve örtüşmesiydi. Milli Mücadele sürecinde her iki hükümet de birbirlerinin sahip olduğu avantajlardan faydalanma politikası takip etmekteydi. TBMM Hükümeti temsilcileri hem bağımsızlık mücadeleleri için gerekli olan askeri teçhizat, silah, cephane ve para yardımı sağlamak hem diplomatik anlamda ellerini güçlendirebilmek hem de dönemin siyasi dengelerini gözeterek RSFSC Hükümeti ile yakın ilişkiler kurmuştur. RSFSC Hükümeti açısından da durum farklı değildi. Zira RSFSC Hükümeti temsilcileri de Türklere yapacakları yardımlar karşılığında – her ne kadar açık bir şekilde dile getirilmemiş olsa da – rejimlerini Türkiye'ye, Türkiye üzerinden diğer Türk-İslam devletleri ya da toplumlarına yayabilme amacı gütmekteydiler. Diğer taraftan Kafkasya ve güney sahillerine yönelik emperyalist saldırı ve tehditleri, Anadolu'daki Milli Mücadele hareketine destek vererek savuşturabileceklerini düşünmekteydiler. Görüldüğü üzere, Türk ve Sovyet Hükümetlerinin Batı'ya karşı aynı safta yer almaları, ortak menfaatlerinin ortaya çıkardığı bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Üç bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde, Birinci Dünya Savaşı sonrasında değişen siyasi dengeler çerçevesinde Türkiye, RSFSC Hükümeti ve İtilaf Devletlerinin genel durumu ile TBMM ve RSFSC Hükümetlerinin Batılı devletlere karşı verdikleri mücadelenin ortaya çıkış süreçleri incelenmiştir. İkinci bölümde, RSFSC ve TBMM Hükümetlerini yakınlaştıran temel faktörler ile resmi ilişkilerin kuruluş aşamaları değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde ise RSFSC Hükümeti tarafından TBMM Hükümetine gönderilen silah, cephane, askeri teçhizat ve para yardımlarının nitelik ve nicelikleri, ağırlıklı olarak yerli ve yabancı arşiv kaynaklarından faydalanılarak anlatılmıştır. Sonuç olarak, Milli Mücadele yıllarında RSFSC Hükümetinin TBMM Hükümetine askeri ve mali anlamda yardımlar gönderdiği fikrine ulaşılmıştır. With the Bolshevik Revolution which took place in 1917 Tsarist Russia became a thing of the past. The Bolsheviks whose administrators started to emerge invited the countries struggling against imperialist countries to act together by publishing a peaceful discourse. The administrators of the independence movement started in Anatolia after the Mondros Armistice did not turn a blind eye to the foreign policy conducted by the Bolsheviks and to their peaceful discourse. The representatives of both governments were struggling against the same enemy. The main factor drawing the two sides to each other was the existence and overlapping of common interests. Both parties followed a policy of benefitting from the advantages the each possessed during the National Struggle. Government representatives of the TGNA established close relations with the RSFSR Government both the provide the necessary military equipment, ammunition, weapons and monetary aid for their struggle for independence and to become more powerful diplomatically by preserving the political balance of the time. The conditions were not very different for the RSFSR Government. They had the intention of spreading their regime to Turkey and other Turk-Islam countries via Turkey even though They did not state this intention clearly. On the other hand they believed that they could beat off imperialist attacks and threats on the Caucasus and southern coasts by supporting the Turkish struggle of independence. As can be see, the cooperation of the Turkish and Soviet governments against the West is a result of their common interests. In the first parth of this study consisting of three parts, the general situation of Turkey, Soviet Russia and the Entente Powers and the emergence of the TGNA and RSFSR government's struggle against the West have been examined within the scope of changing polical balances after World War I. In the second part, the main factors bringing the TGNA and RSFSR governments together and the establishment of official relations have been studied. In the third part, the kinds and numbers of weapons, ammunition and monetary aid have been explained based on national and foreign archive documents. As a result, it has been determined that the RSFSR Government sent military and monetary aid to the TGNA Government during the Turkish struggle of National independence.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherKaradeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.subjectTürk, Milli Mücadele, Rus, Bolşevik, Yardım.tr_TR
dc.subjectTurkish, the Turkish Struggle of National Independence, Russia, Bolshevik, Aidtr_TR
dc.titleTürk milli mücadelesine Sovyet Rusya'dan gelen yardımlar (1919-1922)tr_TR
dc.title.alternativeThe Soviet Russia aid to the Turkish national struggle (1919-1922)tr_TR
dc.typeThesistr_TR
Koleksiyonlarda Görünür:Tarih

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
691431.pdf4.07 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.