Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3576
Tüm üstveri kaydı
Dublin Core AlanıDeğerDil
dc.contributor.authorÇolak, Çağrı-
dc.date.accessioned2022-05-17T07:04:55Z-
dc.date.available2022-05-17T07:04:55Z-
dc.date.issued2020-10-
dc.identifier.urihttp://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3576-
dc.description.abstractodern kamu yönetiminin iki yüz yıllık geçmişinde iki ana paradigma egemen olmuştur. Bunlardan ilki olan "Geleneksel Kamu Yönetimi (GKY)", hiyerarşik ve bürokratik varsayımlarıyla 20. yüzyılın son çeyreğine kadar hüküm sürmüştür. İkinci paradigma ise özel sektör ve piyasa tabanlı reformları ön plana çıkaran "Yeni Kamu İşletmeciliği (YKİ)"dir. Ancak 21. yüzyılın başlangıcıyla birlikte değer merkezli çatışmalarla başa çıkma, toplumun değişen ihtiyaç ve beklentilerine yanıt verme ve kamu yararını maksimize etme konularında YKİ'nin yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Diğer bir deyişle, yeni yüzyılın karmaşık ve habis sorunlarının üstesinden gelmede ikinci paradigmanın ötesinde bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmuştur. Bu bağlamda "Yeni Kamu Yönetişimi (YKY)"; birlikte üretim, katılım, çoğulculuk, karşılıklı bağımlılık, iş birliği, ortaklık, değer merkezlilik ve karşılıklı güven gibi unsurlara vurgu yaparak üçüncü bir paradigma iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada YKY'nin teorik argümanları ile örnek uygulamalarının incelenmesi ve ortaya çıkış gerekçeleri ile uygulama bulguları arasındaki ilişkinin karşılaştırılması amaçlanmaktadır. Bu açıdan temel hipotez, yeni paradigma iddiasının güçlenmesinin teorik boyuta ek olarak uygulama boyutunun da gelişimine bağlı olduğudur. Bunun için de YKY uygulamalarını konu edinen akademik araştırmalarda, örgütlerin içsel sorunlarından ziyade 21. yüzyılın karmaşıklığını yansıtan yeni habis sorunlara odaklanılması gerekmektedir. Söz konusu hipotez, sistematik literatür incelemesi yöntemiyle, farklı ülkeleri konu edinen örnek olay çalışmalarının bulgularından hareketle ölçülmektedir. Üç bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde, genel hatlarıyla kamu yönetimi alanının kavramsal, tarihsel ve paradigmatik çerçevesi sunulmaktadır. İkinci bölümde, YKY'ye ilişkin teorik bilgilere ve yeni bir paradigma iddiası taşımasına yönelik tartışmalara yer verilmektedir. Üçüncü bölümde ise YKY uygulamalarına ilişkin beklentiler ve farklı ülkelerdeki örnek olay çalışmaları konu edilmiştir. Bu çerçevede Anglo-Sakson, Nordik ve Kara Avrupası siyasal kültüründen seçilen on iki farklı ülkedeki (Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Kanada, Avustralya, Danimarka, Finlandiya, İsveç, Hollanda, İtalya, Almanya, Belçika ve İspanya) YKY uygulamaları araştırılmıştır. Sonuç olarak ise YKY'nin üçüncü paradigma iddiasının teorik açıdan güçlü olmasına rağmen uygulama açısından henüz aynı seviyeye erişmediği fikrine ulaşılmıştır. Two major paradigms dominated the two hundred years of the modern public administration. The first of these, "Classical Public Administration (CPA)", ruled until the last quarter of the 20th century with its hierarchical and bureaucratic assumptions. In case the second paradigm is "New Public Management (NPM)", which emphasizes the private sector and market-based reforms. However, by the beginning of the 21st century, it was understood that the NPM was not sufficient in dealing with value-centered conflicts, responding to the changing needs and expectations of the society, and maximizing the public interest. In other words, an approach beyond the second paradigm was needed to overcome the complex and wicked problems of the new century. In this context, "New Public Governance (NPG)" has emerged as a third paradigm claim, with emphasis on factors such as co-production, participation, pluralism, interdependence, collaboration, partnership, value-centeredness and mutual trust. In this study, it is aimed to examine the theoretical arguments and sample practices of the NPG and to compare the relationship between the reasons for their emergence and the findings of the practices. In this context, the main hypothesis is that the strengthening of the new paradigm claim depends on the development of the practical dimension in addition to the theoretical dimension. For this, it is necessary to focus on new wicked problems that reflect the complexity of the 21st century rather than the internal problems of organizations in academic researches related to the NPG practices. This hypothesis is measured by the systematic literature review method, based on the findings of the case studies that deal with different countries. In the first part of the study, which consists of three parts, the conceptual, historical and paradigmatic framework of the field of the public administration is presented in general. In the second part, there are theoretical information about the NPG and discussions about making a new paradigm claim. In case in the third part, expectations from the NPG practices and findings of case studies in different countries are discussed. In this framework, the NPG practices in twelve different countries selected from Anglo-Saxon, Nordic and Land European political culture (USA, England, Canada, Australia, Denmark, Finland, Sweden, Netherlands, Italy, Germany, Belgium and Spain) were investigated. As a result, although the third paradigm claim of the NPG is theoretically strong, it has been reached that it has not achieved the same level in terms of practice.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherKaradeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.subjectKamu Yönetimi, Yeni Kamu Yönetişimi, Paradigmtr_TR
dc.subjectPublic Administration, New Public Governance, Paradigm.tr_TR
dc.titleKamu yönetiminde üçüncü bir paradigma iddiası: Yeni kamu yönetişimi teorisi ve uygulamalarıtr_TR
dc.title.alternativeA third paradigm claim in public administration: New public governance theory and practicestr_TR
dc.typeThesistr_TR
Koleksiyonlarda Görünür:Kamu Yönetimi

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
653510.pdf2.6 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.