Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3266
Başlık: Gelişmekte olan ülkelerin dış finansman ihtiyacı, dış borçlanmaları ve dünya borç krizi
Yazarlar: Ulusoy, Ahmet
Yayın Tarihi: Kas-1992
Yayıncı: Karadeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü
Özet: Toplumsal refahı artırmak için ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek zorunda olan gelişmekte olan ülkeler, kalkınmanın finansmanını karşılayacak yeterli iç kaynağa sahip değillerdir. Bu nedenle, bu ülkelerdeki sermaye açığı dış finansman kaynaklarıyla karşılanmaya çalışılır. özellikle II. Dünya Savaşından sonra yaygın kullanım alanı bulan dış borçlar, ilk yıllarda oldukça düşük faizli ve hibe şeklindeydi. 1960 'lı yıllarda borç faiz oranları nispeten yükselmiş, toplam borçlar içinde hibelerin payı azalmıştır. 1970' li yıllarda ise özel borçların toplam borçlar içindeki oranı artmış, toplam borç stoğu önemli miktarlara ulaşmıştır. 1979'daki ikinci petrol şoku ve 1981 'de banka kredilerinin kesilmesi birçok gelişmekte olan ülkeyi iflasın eşiğine getirmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin ihraç gelirlerinin azalması, ticaret hadlerinin gelişmekte olan ülkelerin aleyhine seyretmesi, 1980 'li yılların başında yaşanan dünya ekonomik durgunluğu, gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere yönelen sermaye kaçışının önemli boyutlara ulaşması, faiz hadlerinin yükselmesi ve gelişmiş ülkelerin uyguladıkları korumacı politikalar sonucu 1982 yılında başta Meksika olmak üzere birçok gelişmekte olan ülke borçlarını ödeyemez hale gelmiştir. Bu f inansal bunalım literatüre Dünya Borç Krizi olarak geçmiştir.. VIIIBorç krizinden sonra IMF devreye girmiş, krizi tamamen çözmek yerine bir süre ertelemiştir. Ülkelerin tekrar borç ödeyemez hale gelmesiyle sorunu çözmek için yeni planlar yürürlüğe konmuştur. Bu planlardan en önemlileri 1985'de ileri sürülen Baker planı ve 1989'daki Brady planıdır. Her iki plan da soruna kesin bir çözüm getirememiş. Brady planıyla borç indirimi yönünde bir başarı sağlandıysa da bu yeterli düzeylerde olmamıştır. 1990'lı yıllarda gerek borç stokunda gerekse borçlarla ilgili diğer göstergelerde yeterli düzeyde bir iyileşme sağlanamamıştır. Son yıllarda, özellikle ticari banka borçlarının indirimiyle ilgili yeni teknikler geliştirilmeye çalışılmaktadır. Oysa, resmi borçların da kapsamlı bir indirime tabi tutulması ile borçları siyasi bir baskı ve gelişmekte olan ülke kaynaklarını sömürme aracı olarak görmekten vazgeçilmesi borç sorununun çözümünü daha kolay hale getirecektir. The developing countries having to realise the economical development to lead to social welfare, lack sufficient domestic source för the finance of development. Thus, the capital deficit in those countries is to be met with external financial sources. Particularly, after the Second World War external debts commonly used were with quite low interest and in the form of aids. in 1960a those interest rates respectively increased and the rate of aids in total debts decreased. But in 1970s the rate of private debts in total debts went up on the öne hand; the total debts stock reached an important amount on the other hand. The second oil shock in 1979, and cancellatin of bank credits in 1981 brought the developing countries to the bring of bankruptcy. in 1982 many developing countries, especially Mexico, were hardly able to pay debt services as a result of the world economic recession in the early 1980s, the considerable amount of capital flight from developing countries to the developed countries, the increase of interest rate, the protective policy the developed countries followed, the decrease in the export incomes of developing countries, and the fact that terms of trade turned out to be against the developing countries. The financial depression is known as the
URI: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3266
Koleksiyonlarda Görünür:İktisat

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
021496.pdf7.61 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.