Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3158
Tüm üstveri kaydı
Dublin Core AlanıDeğerDil
dc.contributor.authorAlbayarak, Özge-
dc.date.accessioned2022-04-27T07:15:40Z-
dc.date.available2022-04-27T07:15:40Z-
dc.date.issued2019-05-
dc.identifier.urihttp://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3158-
dc.description.abstract980'lerden itibaren tüm dünyada devletin yeniden yapılandırılması ve ekonomideki ağırlığının azaltılması ve piyasaya daha fazla alan açılması yönünde gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmeler, devleti temel mal ve hizmet üreten bir kurum olmaktan çıkarıp piyasa sürecini işleten bir yapı olarak konumlayan neoliberal politikaların sonucudur. Neoliberal politikaların etkisi ekonomik ve sosyal hayatın tüm üretim alanlarına yansımış ve su ve su kaynakları yönetimi de bundan pay almıştır. İlave olarak, son 30 yılda yaşanan küresel gelişmeler suyun ekonomik ve stratejik önemini de arttırmıştır. Su, 1990'lı yıllara kadar insan hakları kapsamında, kamu malı statüsüne göre değerlendiriliyordu. Ancak, 2000'li yıllardan itibaren su bir insan gereksinimi ve ekonomik bir mal olarak değerlendirilmiştir. Suyun değişen bu statüsü 'su ekonomisi' denilen yeni bir sektörün oluşumuna neden olmuştur. Bu çalışmada, su sektöründe meydana gelen bu değişim sürecinde küresel aktörlerin etkili olduğu görülmüştür. Canlıların yaşamlarını idame ettirmede önemli bir yeri olan suyun ticarileştirilmesi, dünyada ve Türkiye'de başlatılan özelleştirmelerle gerçekleşmiştir. Bu çalışmanın amacı, bir insan hakkı olan suyun kamusal niteliğinin küresel ölçekte nasıl bir değişim içerisinde olduğunu, yapılan özelleştirmelerin hangi yöntemlerle yapıldığını ve nasıl etkiler ortaya çıkardığını belirlemektir. Bu amaçla ilk olarak, suyun bir insan hakkı olduğu belgelerle ortaya koyulmuştur. Ardından, suyun ekonomik mallardan farklı olarak özel bir mal olduğu belirtilerek suyun nitelik değişikliği geçirdiği sonucuna ulaşılmıştır. İkinci olarak, sürdürülebilir kalkınma ekseninde su kaynaklarını kullanımı, geliştirilmesi ve yönetiminde bütünleşik su kaynakları yönetimi yaklaşımının uygulanması ele alınmıştır. Bu kapsamda, bütünleşik su yönetimin parçası olan katılımcılık anlayışıyla su hizmetlerinin yönetiminde kamu özel sektör ortaklığı gündeme gelmiştir. 21. yüzyılda katılım sadece suyun yönetiminde değil tüm alanlarında ortaya çıkmıştır. Su kaynaklarının yönetilmesi ve piyasalaştırma sürecinde küresel aktörler, küresel su şirketleri önemli bir rol oynamışlardır. Suyun ekonomik bir mal olarak değerlendirilmesi suyun piyasalaştırılmasını ve özelleştirilmesini kolaylaştırmıştır. Dünyada ve Türkiye'de suyun özelleştirilme uygulamalarıyla artan su fiyatları su şirketlerince kar aracı haline getirilmiştir. Özellikle su sıkıntısı çeken az gelişmiş ülkelerde özelleştirmeler sonucunda birçok olumsuzluğun ortaya çıkması, suyun kamusal kalması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Neoliberal policies, which have been implemented since 1980s, are reflected in water. Global developments in the last 30 years have increased the economic and strategic importance of water. Water was evaluated according to the status of public domain under a human rights until the 1990s. However, since the 2000s, water has been seen as an economic property as a human need. This changing status of water has led to the formation of a new sector called water economy. In this study, it was seen that global actors were effective in this process of change in water sector. The commercialization of water has an important place in the life of living continued their realized with the privatizations carried out in the world and Turkey. The aim of this study is to reveal how the water, which is a vital source, from the public sector, privatizations through the private sector, and the change in the quality of the life at the global level. For this purpose, firstly, it was revealed that water is a human right. Then, it was concluded that water is a special property different from economic goods and water quality change. Secondly, the implementation of integrated water resources management approach to the use, development and management of water resources in the context of sustainable development is discussed. In this context, public private partnership in the management of water services came to the agenda with the understanding of participation, which is part of integrated water management. Participation in the 21st century was not only in the management of water, but in all areas. Global actors and global water companies have played an important role in the process of water resources management and marketization Evaluation of water as an economic property facilitated the marketization and privatization of water. Price increasing water with water privatization practices in Turkey and the world has become profit tool by water companies. Especially in the less developed countries with water shortages, the emergence of many negativities as a result of the privatizations reveals the necessity of the water to remain public.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherKaradeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.subjectSu, Su Ekonomisi, Özelleştirme, Dünya, Türkiye.tr_TR
dc.subjectWater, Water Economy, Privatization, World, Turkeytr_TR
dc.titleSuyun değişen niteliği ve özelleştirilmesi: Dünyadan örnekler ve Türkiye'deki durumtr_TR
dc.title.alternativeThe changing feature of water and its privatisation: Evidence from Turkey and other countries in the worldtr_TR
dc.typeThesistr_TR
Koleksiyonlarda Görünür:Maliye

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
583994.pdf1.72 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.