Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız:
http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/1788
Başlık: | Modern Türkiye'de komünizm algısı (1923-1960) |
Diğer Başlıklar: | Perception of communism in modern Turkey (1923-1960) |
Yazarlar: | Bulut, Engin Çağdaş |
Yayın Tarihi: | 2019 |
Yayıncı: | Karadeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Anabilim Dalı |
Özet: | Sanayi Devrimi'nden sonra Avrupa'da toplumsal yapının değişmesiyle birlikte ortaya çıkan işçi sınıfı, 19. yüzyılda sosyalizm ve komünizm ideolojilerinin dayanak noktası olmuştur. Kısa bir Paris Komünü deneyiminden sonra 1917 yılında Rusya'da ortaya çıkan komünizmin devlet pratiği, Türkiye sınırlarına da komünizmin yerleşmesini sağlamıştır. Bu farklı ideolojiyi gözlemleme fırsatı bulan Türklerin çoğu tarafından komünizm din, ahlak, namus, aile, mülkiyet ve hürriyet düşmanı olarak algılanmıştır. Komünizmin yayılmacı politikası ve dünya devrimini sağlama çabası Anadolu'da açık veya gizli faaliyetlere yol açmıştır. Milli Mücadele Dönemi'nde Bolşevik Rusya ile zaman zaman iyi ilişkilere rağmen komünist faaliyetlere izin verilmemiş, sonraki dönemlerde de bu politika çoğu zaman takip edilmiştir. İkinci Dünya Savaşı'nın başlayacağı sıralarda devletin yanı sıra anti-komünist düşüncede olan gruplar da ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu gruplar milliyetçi ve muhafazakâr görüşteki insanların bir araya gelmesiyle ve yayıncılık faaliyetlerinin artmasıyla birlikte belirgin hale gelmiştir. Özellikle savaş döneminde yoğunlaşan anti-komünist faaliyetler, Demokrat Parti Dönemi'nde cemiyetleşme aşamasına geçmiştir. Türkiye ve dünyada komünizmin yayılması için çalışan Komünist Enternasyonal ve komünist partilerinin Rusya ile olan bağlantısı, bu ideolojiyi dış politika konusu haline getirmiştir. Soğuk Savaş Dönemi'nin başlamasıyla birlikte ortaya iki kutuplu dünya çıkmıştır. Bunlar, komünizm ve anti-komünizmdir. Türkiye'de bu iki taraf arasından anti-komünist cepheyi seçmiş, Truman Doktrini ve Marshall Yardımları çerçevesinde komünistlere karşı tedbirler almıştır. Kore'de fiili olarak komünizme karşı savaşa giren Türkiye, NATO'ya katılmakla kırmızı çizgilerini kesin olarak belirlemiştir. Bu dış politikanın içerdeki yansıması da komünistlere karşı artan cezalar ve baskı olmuştur. Komünistler ise kendi ideolojilerini olumlu bir şekilde yansıtmak için yaşam koşullarının iyileştirilmesi, daha fazla özgürlük gibi sloganlarla legal ya da illegal yollardan parti ve hücre teşkilatları kurmuş, gazete ve dergi çıkarmış, radyo yayını yapmışlardır. Yerli ve yabancı arşiv kaynakları, gazeteler ve dergilerden yola çıkılarak yapılan bu çalışmada devletin, anti-komünist grupların ve komünistlerin dış politikada yaşanan gelişmelerle birlikte komünizm algısını nasıl etkiledikleri tartışılmıştır. The working class, which emerged with the change of social structure in Europe after the Industrial Revolution, became the mainstay of socialism and communism ideologies in the 19th century. After a short Paris Commune experience, the state practice of communism occurred in Russia in 1917 led to the establishment of communism in Turkey's borders. Many Turks, who have the opportunity to observe this different ideology, have perceived Communism as enemies of religion, moral, honour, family, property and freedom. The expansionist policy of communism and its attempt to maintain the world revolution led to open or secret activities in Anatolia. Despite sometimes the good relations with the Bolshevik Russia during the National Struggle, communist activities were not allowed and this policy was often followed in later periods. At the time of the World War II, anti-communist groups, which accepted the view of the state, began to emerge. These groups were influential with the coming together of nationalist and conservative people and with the increase of broadcasting activities. The anti-communist activities, which were especially concentrated in the war period, were in the process of the society association during the Democratic Party. The relation between Russia and Communist International and communist parties that worked towards propagating communism in Turkey and all around the world has turned this ideology into the subject matter of foreign policy. The bipolar world emerged with the beginning of the Cold War. These are communist and anti-communist blocs. Turkey chose anti-communist side between them and took measures against the Communism in the in the context of the Truman Doctrine and the Marshall Aid. Turkey, actively fought against communism in Korea, set the red line joining NATO. The internal reflection of this policy were seen as increasing penalties and repression against the communists. In order to reflect their own ideologies positively, the communists have established party and cell organizations either legally or illegally with some slogans such as improving their living conditions and more freedom. They also published newspapers, magazines, and broadcast. In this study, based on the sources of local and foreign archives, newspapers and magazines, it was discussed how the state, anti-communist groups and the communists influenced the perception of communism along with the developments in foreign policy. |
URI: | http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/1788 |
Koleksiyonlarda Görünür: | Tarih |
Bu öğenin dosyaları:
Dosya | Açıklama | Boyut | Biçim | |
---|---|---|---|---|
545503.pdf | 2.23 MB | Adobe PDF | Göster/Aç |
DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.