Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/4147
Başlık: Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde Bosna Hersek
Diğer Başlıklar: Bosnia and Herzegovina during the accession process to the European Union
Yazarlar: Yılmaz, Mukaddes
Anahtar kelimeler: Bosna Hersek, Avrupa Birliği, Entegrasyon Süreci, Yumuşak Güç;Bosnia and Herzegovina, the European Union, Integration Process, Soft Power
Yayın Tarihi: May-2019
Yayıncı: Karadeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü
Özet: 1980 yılında Josip Broz Tito'nun ölümünün ardından Yugoslavya Sosyalist Cumhuriyetler Federasyonu'nun ekonomik bunalıma girmesi, dönemsel başkanlık sisteminin benimsenmesi ve yeni yönetim sistemi üye federe devletlerde milliyetçilik anlayışının artışına neden oldu. Böyle bir sürecin başlaması ise kitlesel göçlerin yaşanmasına ve Federasyon'un dağılma süreci içine girmesine neden oldu. Üç etnisiteli yapıdan oluşan Bosna Hersek, 1992 yılında yapılan referandum ile Yugoslavya Sosyalist Cumhuriyetler Federasyonu'ndan ayrılma kararı aldı. Bu durum Bosna Hersek içinde yaşayan Sırplar tarafından benimsenmedi ve bir iç savaş başladı. İnşa edilen yeni düzen ile idari yapı etnik kimliklere göre şekillendirildi. "Bosna Hersek Federasyonu", "Sırp Cumhuriyeti" ve "Brcko Özerk Bölgesi"nden oluşan Bosna Hersek'te yönetim Sırp-Hırvat-Boşnak etnisiteleri arasında dönüşümlü olarak el değiştirmektedir. Bu durum kurumsal yapıda azınlıkların etkinliğinin olmaması sonucunu doğurmakta ve azınlık hakkı ihlali olarak kabul edilmektedir. Bütün bunların yanında tüm siyasal mekanizmaların üzerinde Avrupa Birliği tarafından atanan Bosna Hersek Yüksek Komiseri bulunmaktadır. Ad hoc bir yapı olan Yüksek Komiseriliğin kararı Bosna Hersek Cumhurbaşkanı'nın kararından üstündür ve tartışmaya açık değildir. Bu durum de jure olarak Dayton ile öngörülmemiş olmasına rağmen de facto olarak uygulanmaktadır. Yani Bosna Hersek halkına barış içinde bir arada yaşama konusunda güven duyulmamaktadır. Ayrılığın ardından ismindeki sosyalist ibareyi çıkararak Bosna Hersek adını alan devlet önceki birlikteliğin, savaşın, yaşanan göçlerden geri dönüşlerin olması ile işsizliğin giderek derinleşmesi ve serbest ekonomik sisteme geçiş sürecinin ekonomik sıkıntısı altında ezilmeye başlamıştır. Bosna Hersek küçük bir Avrupa Birliği modellemesi gibidir. Bu küçük ve tanımlanamayan devletin AB'nin yumuşak gücüyle sisteme entegrasyonunun sağlanması ekonomi, göç, yönetim, azınlıklar konusunda Birliğin katettiği süreci daha iyi gösterecektir. Bu çalışmanın amacı Bosna Hersek'in AB üyelik sürecinin söz konusu aktörler için önemini analiz etmektir. Bosna Hersek'in protektoral yönetimi, bozuk ekonomisi ve yaşanan ihmaller AB'nin hazmetme kapasitesi için zorlayıcı faktörlerdir. Fakat Batı Balkanların kırılgan yapısı yerine güçlü bir Güneydoğu Avrupa sınırı oluşturma düşüncesi üyelik sürecinin önemini göstermektedir. Following the death of Josip Broz Tito in 1980, the Socialist Federal Republic of Yugoslavia had got into the economic crisis, experienced the adoption of the periodic presidential system and the new administration system that led to an increase in the understanding of nationalism in the member states. Due to the start of this type of period mass migration waves had been occurred and the Federation had got into spillover process. Bosnia and Herzegovina with three ethnicity structure decided secession from the Socialist Federal Republic of Yugoslavia in consequence of the referendum held in 1992. This was not accepted by Serbians and a civil war had started. After the civil war, the governing structure has been shaped in the ethnical identities with the new order. Government changes hands between Serbian-Croatian-Bosnian ethnicities in Bosnia and Herzegovina which is composed of Bosnia and Herzegovina Federation, the Serbian Republic and Brcko Autonomous District. This situation is seen as a violation of minority rights since minorities are unable to be effective in the organizational structure. Also, there is a High Commissioner assigned by the European Union who is above all the political mechanisms. The decision of the ad hoc High Commissioner is superior to the decision of the president and closed to dispute. Even though this was not de jure foreseen in the Dayton Agreement, this is de facto applied. The Bosnian community is not trusted to have a peaceful coexistence. The state named Bosnia and Herzegovina by dropping the socialist phrase after the secession and has begun to suffer from the war, and deepened unemployment boosted by the return of the migrants, and issues of the transition process of the free economy. Bosnia and Herzegovina is alike a model of the European Union. The integration with EU's soft power of this small and unknown state will demonstrate better the distance covered by the Union in terms of economy, migration, government and minority group. This study aims to analyze the importance of the integration process of Bosnia and Herzegovina and the European Union for the aforementioned actors. The protectorate government, broken economy and negligent of Bosnia and Herzegovina are challenging factors for the EU's absorption capacity. However, the idea of having a robust Southeast European border instead of the brittle structure of the Western Balkans introduces the importance of the membership process.
URI: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/4147
Koleksiyonlarda Görünür:Uluslararası İlişkiler

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
561699.pdf1.03 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.