Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız:
http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/41
Başlık: | Türk-Rus İlişkileri ve Moskova Anlaşması |
Diğer Başlıklar: | Turkey-Russia Relations and Moscow Treaty |
Yazarlar: | Topal, Coşkun |
Anahtar kelimeler: | Mütareke Dönemi, Moskova Antlaşması, Türkiye, Rusya, Dış Politika;The period of Truce, Moscow Agreement, Turkey, Russia, Foreign Policy |
Yayın Tarihi: | 2018 |
Sayı No: | 6 |
Cilt No: | 4 |
Yayıncı: | Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi |
Özet: | Türkiye ve Rusya ilişkileri 15. yüzyıl sonuna kadar giden köklü bir geçmişe sahiptir. İki ülke, 1682 yılından 1918 yılına kadar savaşlar, ittifaklar, yardımlar ve dostlukların yaşandığı yaklaşık 250 yıllık sürecin beşte birini mücadele ile geçirmişlerdi. I. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı Devleti, aynı ittifak sistemi içerisinde yer almak amacıyla Rusya’ya yönelik girişimlerde bulunmuş ama iki ülke arasında anlaşma sağlanamadığından savaşta rakip iki ittifak grubu içerisinde yer almışlardı. 1914’te başlayan I. Dünya Savaşı, 1917 yılına geldiğinde Rusya’da devrimin kapısını aralamıştı. Rusya’nın merkezî devletlere karşı İngiltere ve Fransa’nın yanında savaşa girmesi, Romanov Hanedanının sonunu getirmiştir. Rusya’da Bolşevik İhtilali sonrası büyük değişim yaşanırken savaşın kaybedilmesinden sonra Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması sonucunda İtilâf Devletleri Türkiye’yi parçalamaya, siyasi ve ekonomik bakımdan büyük emperyalist devletlerin tam egemenliği altına girmeye mahkûm etmişti. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk halkı, bir yandan padişah yanlılarının körüklediği isyanlarla uğraşırken diğer yandan özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumak için istilacılara başkaldırmıştı. Bu süreçte, Bolşeviklerle ilişki kurmak ve onların yardım ve desteğini almak hep ön planda olmuştur. Batılı emperyalist devletlere karşı bir tehdit oluşturan Sovyet Rusya, Anadolu’da millî bağımsızlık mücadelesinin önderleri yardım alınabilecek tek alternatifti. Bu nedenle Sovyet Rusya ile yakın ilişkiler kurulması öncelikli olarak ele alınmıştır. Buna bağlı olarak yeni Türkiye’nin en yakın dostu Sovyet Rusya olmuştur. İki ülke arasındaki düşmanlık yerini yakın bir dostluk ve güvene bırakmakla birlikte, çeşitli vasıta ve kişiler tarafından şekillendirilen ilk ilişkiler, yeni ümitlerle birlikte, birtakım sıkıntıların da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bununla birlikte iki ülke, önce karşılıklı olarak elçiler atamış ve ardından 16 Mart 1921’de Moskova’da dostluk anlaşmasını imzalamıştır. Bu çalışmada mütareke dönemi Türk-Rus ilişkileri, Moskova Antlaşması’nın iki ülke ilişkileri açısından önemi ve sonuçları üzerinde durulacaktır. From the early fifteenth century, the notion of a relationship between Turkey and Russia had been established. From 1682 onwards, a variety of war, peace, flactuative alliances between the two states continued to be recorded up to 1918. Before the breaking out of the First World War, the Turkish administration sought to embark on a possible alliance with Russia; but due to some disagreements, the two states failed to participate within the same group of an allied power, then furthering internal and external turmoil among them led the two neighbouring countries to side with rival groups of the states, positioning against each other as the adversary during the war. However, as entering 1917 there existed a revolution in Russia, ending the reign of Romanov Dynasty. With the advent of the Russian Revolution, Russia withdrew from the war and ceased hostilities against Turkey. Since the end of the First World War, while some alterations were taking place in Russia, the victories allied powers had purported to dismember the territory of Turkey, pushing the Turkish state into accepting to come under the control of England and France. In 1918 the imperialist powers empowered themselves with Mudros armistice agreement which marked the defeat of Turkey and the treaty of Sevres. Turkey under the leadership of Mustafa Kemal strove to preserve its independence and freedom whilst dealing with the invading states. Soviet Russia was the only option from which the leadership of Turkey struggling to survive the pressure of the invading forces decided to benefit. The diverging of Russia from her former allies and Turkey’s stand-off with the Western countries including England and France fuelled concerns of a foreign policy shift that resulted in Turkey forging stronger political links with Soviet Russia at international level. Soviet Russia had become the closest ally of the renewed Turkey. Both countries after the end of the war sought to gain approval of their newly existing state apparatus through diplomatic relations, removing the long-term hostility which had been inherited from the past relations. Newly formed relationships with great opportunities including hopes and expectations among Turkey and Soviet Russia brought out new tensions and crisis as well. Nonetheless, the treaty of Moscow signed on 16 March 1921 between Soviet Russia and Turkey that formed friendly relations between the two states. |
Açıklama: | Topal, Coşkun, “Türk-Rus İlişkileri ve Moskova Anlaşması”, Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 4/6, ss.313-330. |
URI: | http://localhost/jspui/handle/123456789/41 |
Koleksiyonlarda Görünür: | Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (KAREN) |
Bu öğenin dosyaları:
Dosya | Açıklama | Boyut | Biçim | |
---|---|---|---|---|
Tam Metin.pdf | 352.78 kB | Adobe PDF | Göster/Aç |
DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.