Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız:
http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3691
Tüm üstveri kaydı
Dublin Core Alanı | Değer | Dil |
---|---|---|
dc.contributor.author | Aslantürk, Oğuzhan | - |
dc.date.accessioned | 2022-05-23T11:15:24Z | - |
dc.date.available | 2022-05-23T11:15:24Z | - |
dc.date.issued | 2018-04 | - |
dc.identifier.uri | http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/3691 | - |
dc.description.abstract | Gelişmiş Batılı ülkelerin göç yolları üzerinde bulunan Türkiye, değişik zaman dilimlerinde çeşitli sebeplerle kitlesel göçlere maruz kalmıştır. Türkiye, 1980'li yıllara kadar genellikle kaynak ve geçiş ülkesi konumundayken, zamanla hedef ülke haline gelmiştir. Bulunduğu coğrafi bölgedeki, çeşitli ülkelerde krizlerin yaşandığı bir dönemde hem refah seviyesinin artmış olması hem de izlediği açık kapı ve dış politika anlayışı göçmenlerin tercihlerini etkilemiştir. Böylece baskı ve zulümden kaçan insanlar için cazip ülke haline gelmiştir. Bölgede yaşanan çatışmaların ve istikrarsızlığın kısa sürede sonlanmayacağı, göçün sürekliliği, iltica politikalarını sürekli olarak benzer anlayışla devam ettirmesi ve coğrafi konumu gibi nedenlerle, göç hareketlerinin merkezinde olan Türkiye'nin, yeni göç dalgalarına maruz kalması kaçınılmazdır. Kurulduğu günden itibaren neredeyse kesintisiz bir biçimde göçe maruz kalan Türkiye Cumhuriyeti, iltica hukuku alanındaki yasal düzenlemelerini, karşılaştığı sorunlar çerçevesinde hem geçmiş birikimiyle hem de uluslararası ve Avrupa Birliği iltica hukuku müktesebatına uyum sağlayarak gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bu doğrultuda uluslararası alanda 1951 Cenevre Sözleşmesi'ni ve devamında 1967 New York Protokolü'nü imzalamıştır. 2005 sonrasında başlayan Avrupa Birliği uyum sürecinde ilticaya ilişkin dağınık mevzuatını tek çatı altında toplamaya çalışmıştır. Nihai olarak, 2013 yılında Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nu çıkarmıştır. Yine bu kanunun 91. maddesine binaen 2014 yılında "Geçici Koruma Yönetmeliği"ni kabul etmiştir. Böylelikle Suriyeliler özelinde coğrafi çekince nedeniyle mülteci olarak kabul etmediği yabancılara yönelik yürütülecek olan prosedür, yasal işlemler ve tanınan haklar/hizmetler belirlenmeye, bir sistem oluşturulmaya çalışılmış, belirsizliklerin giderilmesi hedeflenmiştir. Bu çalışmanın amacı, 2011-2017 yılları arasında Türkiye'nin, Suriyelileri siyasal bir sorun olarak mı, yoksa hukuksal bir sorun olarak mı değerlendirdiğini ortaya koymaktır. Bu çerçevede, mevcut iltica politikası incelenerek mevzuat ve uygulamalardaki uyuşmazlıklar, çelişkiler, yanlışlıklar ve bütün bunlardan dolayı ortaya çıkan sorunlar ele alınmış olası çözüm önerileri ileri sürülmüştür. Turkey, located in immigration route to Europe, has been subeject of mass immigrations for various reasons and in various times. It had been a transit and a source country until 1980 and then became a target country in time. In the period once the neighboring countries of Turkey has had crisis, Turkey has increased its wealth level and implemented open-door policies and therefore affected the choices of immigrants. Turkey has become an attractive country for immigrants who fled from oppression and cruelty. It is inevitable for Turkey to avoid new immigration waves because of the continuity of immigration, the implementation of similar immigration policies and Turkey's geographical location, and the existence of reasons of the conflicts and instability in the region, which cannot be settled in a short period of time. Republic of Turkey, which has been exposed to immigration waves since its establishment, has tried to enforce its immigration policies within the framework of European Union regulations and international law. In this regard, Turkey signed 1951 Geneva Convention and 1967 New York Protocol. Turkey has started to gather its loosely-coordinated regulations under the single framework during the process of European Union accession in 2005. Ultimately, Turkey intended to overcome the uncertainty caused by Syrians, which Turkey does not recognize as refugees, by enacting Law on Foreigners and International Protection in 2013. Additionally, according to 91. article of this law 'temporary security regulation' has been accepted in 2014. Therefore, in case of Syrians; procedures, legal actions, recognized rights/services were attempted to be determined for foreigners that were not accepted as asylum seekers because of geographical concerns. Thus it is aimed to create a system which will remove uncertainties. The aim of this study is to reveal that Turkey considers Syrians either as a political problem or as a legal problem between 2011 and 2017. In this aspect, current asylum policy is analysed; and mistakes, inaccuracies, contradictions in legislations and implementations and problems occured as a result of these deficiencies are addressed and possible solutions are presented. | tr_TR |
dc.language.iso | tr | tr_TR |
dc.publisher | Karadeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr_TR |
dc.subject | Göç, İltica, Mülteci, Sığınmacı, Suriye | tr_TR |
dc.subject | Migration, Asylum, Refugee, Asylum Seeker, Syria | tr_TR |
dc.title | Uluslararası ve ulusal hukuki düzenlemeler çerçevesinde Türkiye'nin iltica politikası: Suriyeliler örneği | tr_TR |
dc.title.alternative | Turkish asylum policy within the framework of international and national regulations: The case of Syrians | tr_TR |
dc.type | Thesis | tr_TR |
Koleksiyonlarda Görünür: | Uluslararası İlişkiler |
Bu öğenin dosyaları:
Dosya | Açıklama | Boyut | Biçim | |
---|---|---|---|---|
533531.pdf | 8.01 MB | Adobe PDF | Göster/Aç |
DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.