Çocuk işçilerin psiko-sosyal sorunları

Abstract

Sanayi Devrimi'yle birlikte üretimin örgütlenme biçimi ve üretim yöntemleri köklü şekilde değişmiş, üretim ilişkileri toplumsal yaşamın merkezi konularından biri olmuştur. Büyük ölçekli üretimin bir sonucu olarak, sanayideki işgücü ihtiyacı muazzam boyutlara ulaşmış, yeni ve kalabalık bir işçi sınıfı ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaç doğrultusunda yetişkin erkek işçiler zamanla yerlerini kadınlara bırakmış, bir süre sonra da çocuklar istihdam edilmeye başlamıştır. Yaygınlığı ve koşullarının ağırlığı dönemlere ve ülkelere göre farklılıklar göstermekle birlikte, çocuk istihdamı bugün de varlığını sürdüren bir sorundur. Sorunun temelinin ekonomik koşullarla ilgili olduğu açıktır. Dolayısıyla sorunun çözümü de yasal tedbirlerin yanı sıra ekonomik tedbirlerin alınması ile mümkün olacaktır.1990'lardan bu yana alınmış olan tedbirler incelendiğinde 1997 yılında zorunlu eğitimin 8 yıla yükseltilmesinin olumlu sonuçlar verdiği ve yapılmış olan bu yasal düzenlemenin başarılı olduğu görülmektedir. Kanımızca hala yüksek seviyelerde olan çocuk istihdamı oranına, bölgeler ve bu bölgelerde çalışan çocukların yoğunlaştığı sektörler itibariyle yaklaşmakta fayda vardır.Çalışan çocuklar, son yıllarda Türkiye'de sıkça gündeme gelmektedir. Birleşmiş Milletlerin ifadesiyle 'güç koşullar altında' çalışan bu çocuklar, yoksul ailelerinin geçim yükünü üstlenmektedir. Bu çocukların elverişsiz koşullarda çalışmaları önemli bir sorun ama, aile bütçelerine verdikleri destekle bir sorunun çözüm aracı olmaktadırlar. Bu çalışmada, çalışan çocuk olgusu, çocuk işçiliğinin boyutu, çocukların aile özellikleri ve çocukların çalışma nedenleri üzerinde durulmaktadır.

Following the Industrial Revolution, organization and methods of production has dramatically changed and relations of production have become a central issue for the society. As a consequence of large scale production, labor requirement in industry has reached drastic levels and a new and congested working class has emerged. In accordance with this increasing need, male workers have left their position for their female counterparts who are in a short while followed by child workers. Despite its variability in abundance and conditions across countries and periods, child labor is still an overwhelming problem. This phenomenon obviously is underlain by economical factors and conditions. Consequently, its solution would inevitably involve economical precautions as well as legal regulations. When the measures taken since 1990's have been reviewed, raising the compulsory period of education to 8 years in 1997 is found out to be a successful legal regulation. We have the view that a regional and sectoral approach to the child labour question which is still a serious problem in Turkey would be beneficial.Working children have frequently become a principal subject mater of the agenda within last ten years. These children who work, in United Nations words, "under difficult circumstances" shoulders the subsistence burden of deprived families. Although working in the hard conditions is itself a question, they become a means of solution to a question through contributing to the budget of their families. This paper engages with the phenomenon of the working children, the causes of this, the nature of the families of these children, the forms of the child labour.