Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/1791
Tüm üstveri kaydı
Dublin Core AlanıDeğerDil
dc.contributor.authorErdinçli, İhsan-
dc.date.accessioned2020-10-14T09:18:06Z-
dc.date.available2020-10-14T09:18:06Z-
dc.date.issued2019-
dc.identifier.urihttp://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/1791-
dc.description.abstractBaşta gayrimüslimler olmak üzere Osmanlılar, müskirât adı verilen şarap ve rakı gibi sarhoşluk verici içkileri hem bireysel olarak çeşitli şekillerde hem de genel tüketim için açılan meyhane gibi mekânlarda tüketmekteydi. İçki tüketiminin yalnızca bir yönünü yansıtan meyhaneler ve mekânın işletmeciliği olarak meyhanecilik, yüzyıllar boyunca durağan ve tek biçimli olmamıştır. Aksine kendi dinamiklerinin yanı sıra Osmanlı Devleti'nin sosyal, siyasal ve kültürel durumuyla yakından ilgili olan dönemsel gelişmelerden de etkilenmiştir. Bu çalışma, hem meyhanelere ve meyhaneciliğe hem de içki içenlere yönelik devletin yaklaşımında meydana gelen değişimi ve yaşanan dönüşümü belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın iddiası, Osmanlı Devleti'nin içki ve meyhaneleri İstanbul'un bütününde kökten yasaklamaya yönelik bir politika gütmemiş olmasıdır. Devletin İslâmiyet'i resmî din olarak benimsemiş olması gerçeği, ileri sürülen iddia çerçevesinde bir tezat oluşturmamakta, tam aksine en temel dayanak noktasını meydana getirmektedir. Nitekim Osmanlı Devleti'nin ve çalışmanın örneği olan İstanbul'un çok uluslu bir yapıya sahip olması, İslam hukuku gereği içki ve meyhaneler konusunda farklı hükümlerin uygulanmasını gerektirmiştir. Bu doğrultuda içki üretmek, tüketmek, ticaretini yapmak ve meyhaneci olabilmek, bazı kıstaslara uymaları kaydıyla gayrimüslimlere serbest iken, Müslümanlara yasaklanmıştır. Tabiî ne gayrimüslimler ne de Müslümanlar, bu kurallara tam anlamıyla riayet etmiştir. Osmanlı Devleti de, şer'î yasağın Müslümanları engellemekte yetersiz olduğu durumlarda ve gayrimüslimlerin uymakla yükümlü olduğu kurallara aykırı davranışların kontrolden çıktığı, asayişin tehdit edildiği hallerde, içki ticaretini yasaklamak ve meyhaneleri kapatmak şeklinde müdahalelerde bulunmuştur. Hem kontrollü serbestlik sağlayan şer'î hükümlerin hem de vergi gelirinin etkisiyle sürekli olmayan bu tür müdahaleler, Yeniçeri Ocağı'nın kaldırıldığı 1826 yılından itibaren aşamalı bir şekilde sona ermiştir. Daha önce şer'î cezalardan dolayı gizlice içki içmek durumunda kalan Müslüman içki müptelaları da, daha serbest bir ortamla karşılaşmıştır. Meyhaneler ise, içki ticareti ve meyhane yasaklarının tamamen ortadan kalkması ile birlikte mekân özellikleri ve mimarî yapı bakımından değişim göstermiştir. Bununla birlikte devletin yenileşme sürecine girmesi ve sanayileşmenin bir yansıması olarak serbest ticaret anlaşmaları imzalaması, diğer esnaf gibi meyhanecileri de olumsuz etkilemiştir. Artık meyhanecilik, sadece zimmîler tarafından değil, İstanbul'da yaşayan yabancı uyruklular tarafından da yapılmaya, içki ise, meyhanelerin yanı sıra birahaneler gibi alafrangalığın sembolü olarak görülen yeni mekânlarda da satılmaya başlamıştır. Bu süreçte yeni mekânlarla rekabet etmek zorunda kalan meyhaneciler, Osmanlı Devleti'nin muhafazakâr yaklaşımıyla eski dönemde sahip oldukları ayrıcalıkları, farklı yollarla sürdürmeye devam etmiştir. The Ottoman people, predominantly the non-Muslim subjects of the Empire, used to consume alcoholic beverages (müskirât) such as rakı and şarab (mey) in places both for individual and public consumption such as the meyhanes (drink house or winehouse). For six centuries of Ottoman rule, the meyhanes and meyhanecilik (winehouse keeping), which constitute only one sector of alcohol consumption, did not show a homogenous and static presence throughout the Empire. The dynamics of the sector, combined with the periodic social, political and cultural developments in the Empire were the factors shaping the meyhane sector. This thesis, in particular, aims for identifying the changes and transformation in official (state's) position towards both alcohol consumers in general and meyhanes and meyhanecilik. This thesis asserts that the Ottoman government never adopted the policy of prohibiting alcohol and meyhanes in and around İstanbul. Contrary to the popular assumption that the Ottoman state, officially adopting as the state religion, must be intolerant against alcohol; the very presence of Islam as the official religion actually is the foundations this thesis rests on. The multi-religious and multi-cultural social structure of the Ottoman Empire, and thus İstanbul as the case study, necessitated the application of different laws and procedures for alcohol consumption and meyhanes in according to the Islamic Law. In this respect, hypothetically, the non-Muslim subjects of the Empire were allowed to produce, consume, buy and sell alcohol, and to own and run a drink house subject to some conditions whereas the Muslims were not. In reality, however, neither the Muslims nor the non-Muslims fully obeyed the laws. Reacting pragmatically, the Ottoman State had to interfere in cases when public security was threatened by the uncontrolled behaviors of non-Muslims who were obliged to follow the laws or when the Islamic Law fell short of preventing Muslims to follow alcohol prohibition. In such occasions, the State responded by banning the alcohol trade and closing the meyhanes down. Such State interventions did not become permanent practices because of the significant tax revenue acquired from alcohol and the flexibility of the Sharia rules which allowed for controlled freedom. Finally, with the abolition of the Janissary Corps in 1826, the State put an end to interventions. From then on, the Muslims, among whom there were alcohol addicts and regulars of meyhanes secretly consuming alcohol previously because of the Sharia punishments, had a more liberal drinking environment than before. With the restrictions on the alcohol trade and prohibitions on the meyhanes lifted, the spatial characteristics and architectural structures of the meyhanes began to transform. In addition, with the Empire getting into a period of reforms and industrialization, several free trade agreements were signed by the Ottomans, and the meyhane owners like other guilds and shopkeepers were negatively affected by these socio-economic developments. Meyhanecilik was no more a zimmi-specific profession; the legal aliens of İstanbul also started meyhane businesses. Alcoholic beverages began to be sold in new places other than meyhanes such as the birahanes (beer houses), which were regarded as part of a la franca culture. In this process of transformation the old meyhane owners, with the conservative Ottoman reflex, strove to maintain their old privileges in different ways.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherKaradeniz Teknik Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Anabilim Dalıtr_TR
dc.titleYenileşme dönemi İstanbul'unda meyhaneler ve meyhanecilik (1826-1908)tr_TR
dc.title.alternativeWinehouses and winehouse keeping in İstanbul during the modernization period (1826-1908)tr_TR
dc.typeThesistr_TR
Koleksiyonlarda Görünür:Tarih

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
565745.pdf8.33 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


DSpace'deki bütün öğeler, aksi belirtilmedikçe, tüm hakları saklı tutulmak şartıyla telif hakkı ile korunmaktadır.