Özet:
Günümüzdeki yoğun yapılaşma insanların terapi sağlayıcı alanlara olan ihtiyacını artırmıştır. Bu çalışma kapsamında ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde tedavi edici açık alan terapi ünitelerinin nasıl olması gerektiği ve bu tarz alanlarda gereken etkinlik alanları ortaya konulmuştur. Ayrıca bu etkinlik alanlarının kullanıcıların kişisel mekan sınırlarına uygun olarak düzenlenebilmesi için barındırması gereken yapısal ve bitkisel materyallerle oluşturulan kapalılık ve doğallık düzeylerinin hastalar üzerindeki etkileri belirlenecektir. Hangi etkinlik için hangi kapalılık ve doğallık düzeylerini tercih ettikleri ve özellikle kişisel alan sınırları geniş olan hastaların istek ve ihtiyaçlarına uygun etkinlik alan sınırları belirlenerek bu mekanlarda kendilerini nasıl hissettikleri ortaya konulmuştur.Çalışma iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada Türkiye'deki ruh ve sinir hastalıkları bölge hastane bahçelerinin duyusal uyarım, hareket ve denetim başlıkları altında terapik açıdan mevcut durumları ortaya konulmuş ve hastaneler belirlenen tasarım özellikleri yardımıyla birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Ayrıca, yurtdışından ideal bir açık alan terapi ünitesi örneğinin envanteri çıkarılmıştır. İkinci aşamada ise bu bölge hastanelerinden Ataköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi pilot bölge seçilmiş, hastanenin avantajları, kullanıcı istek ve ihtiyaçları ve açık alan terapi ünitesi tasarım özellikleri dikkate alınarak hastanenin mevcut problemlerine çözüm önerileri getirilerek bu hastane için yeni bir açık alan terapi ünitesi önerilmiştir. Bu aşamada ayrıca önerilen açık alan terapi ünitesindeki etkinlik alanlarının kişisel mekan sınırlarının belirlenebilmesi için Doğal-Yapay ve Kapalı-Açık kriterleri kullanılarak her bir etkinlik alanı için 4 farklı seçenek üretilmiştir. Daha sonra tüm kullanıcı gruplarının hangi etkinlik alanı için hangi seçeneği beğendiği ve beğenmediği nedenleriyle sorgulanmıştır. Ayrıca, beğendiği seçenekte kendilerini nasıl hissedeceği ortaya konulmuştur. Sonuç olarak, hastaların ve diğer kullanıcı gruplarının (personel, yöre halkı, peyzaj mimarları, tıp fakültesi öğrencileri) tercihleri ve bu tercihlerinde etkili olan etmenler ortaya konulmuştur. Açık alan terapi ünitesi tasarımcısı olan peyzaj mimarlarının bu mekanları tasarlarken mutlaka farklı disiplinlerle işbirliği içinde olması ve hastaların istek ve ihtiyaçlarına uygun tasarım yaklaşımı sergilemesi gerektiği vurgulanmıştır.