DSpace Community:
http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/1656
2024-01-02T06:00:45Zİnsani güvenliğin realist açıdan eleştirisi: Avrupa Birliği'nin Covıd-19 pandemisiyle mücadelesi
http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/5880
Title: İnsani güvenliğin realist açıdan eleştirisi: Avrupa Birliği'nin Covıd-19 pandemisiyle mücadelesi
Authors: İlhan, Şeyma Kalyoncu
Abstract: İnsanî güvenlik tartışması, Uluslararası İlişkiler disiplinine hâkim klasik güvenlik paradigmasına ilişkin eleştirel yaklaşımlarıyla Soğuk Savaş sonrası dönemde ortaya çıkmıştır. Soğuk Savaş sonrası dönemde özellikle sıcak çatışmaların artışı ve akabinde getirdiği süreçte terör, uluslararası göç, salgın hastalıklar ve ekolojik sorunlar, güvenlik kavramının klasik tanımlarını aşındırarak, güvenliğe ilişkin post-modern yaklaşımların ortaya koyduğu epistemolojik katkılar sunmuştur. Dolayısıyla tehditler sadece devletlerin egemenlik haklarına ve alanlarına yönelik değil; toplumların sağlık, ekonomik ve kültürel refah gibi ihtiyaçlarını da kapsayacak şekilde çeşitlenmiştir. Güvenliğe yönelik tehdit unsurları sınırları aşarak dolaşım kabiliyeti kazanmıştır. Bunun yanı sıra tehdidin mahiyetinin ve hızının değişkenlik göstermesiyle, güvenliğin sağlamasında uzlaşının, kolektif işbirliğinin ve kurumsal yapının önemi, insani güvenlik yaklaşımı tarafından vurgulamıştır. Bu durum, devletlerin insanın güvenliğini sağlamada tek başına yetersiz kaldığını göstermiştir. Bu bağlamda insanî güvenlik, güvenliğin ontolojik merkezine "insanı" alarak "devlet merkezli" güvenlik anlayışını eleştiriye tabi tutmuştur. Bununla beraber, ekoloji, sağlık, sosyal ve ekonomik refah, toplumsal cinsiyet gibi konular üzerinden güvenliğin kapsam ve içeriğine yönelik genişletici katkılar sunmuştur. Dolayısıyla insan güvenliğinin sadece insanın fiziki varlığı ve bütünlüğünü korumaya yönelik olmadığı, psikolojik ve sosyolojik faktörlerin de güvenlik denkleminde geniş bir yer işgal ettiği insanî güvenlik yaklaşımının iddiaları arasındadır. Çalışmanın temel amacı insani güvenlik yaklaşımının ortaya koymuş olduğu argümanların realist perspektiften sorgulanmasıdır. Bu amaç doğrultusunda insani güvenliğin temel bileşenlerinden olan sağlık güvenliğinin tesis edilmesinde, AB'nin pozisyonu ve işlevi incelenecektir. İnsani güvenliğin sağlık güvenliği boyutu AB ve 2019 yılında ortaya çıkan COVID-19 pandemisi özelinde, Avrupa Birliği'nin Birlik olarak verdiği sınav, pandemiyle mücadele uygulamaları üzerinden incelemeye tabi tutulacaktır. Tezin amaçları doğrultusunda, AB düzeyinde ve üye ülkeler nezdinde pandemiyle mücadele uygulamalarının analizi için karşılaştırmalı analiz yöntemi kullanılmıştır. Bununla birlikte tarihsel ve betimsel araştırma yöntemleri de kullanılmıştır. Elde edilen veriler neticesinde AB'nin pandemiyle mücadele noktasında insani güvenliğin tesisinde üye devletlere nazaran daha başarısız kaldığı görülmüş; insani güvenliğin tesisinde ulus-devletlerin kısa vadede daha etkin uygulamalar gerçekleştirdiği sonucuna varılmıştır.
Human Security emerged in the post-Cold War era with its critical approaches to the classical security paradigm, which dominates the International Relations Discipline. In the post-Cold War period, especially during the rise of hot conflicts and subsequent periods, terrorism, international migration, epidemics and ecological problems have eroded the classical definitions of the concept of security, providing epistemological contributions by post-modern approaches to security. Therefore, the threat is not only directed towards the sovereign rights and areas of states but also diversified to cover the needs of communities such as health, economic and cultural well-being. The threats to security have crossed the boundaries and gained the ability to roam. In addition, the nature and speed of the threat varies, and the importance of consensus, collective cooperation and institutional structure in ensuring security is emphasized by the human security approach. Therefore, this situation has shown that states are insufficient alone in ensuring the safety of the individual. In this context, human security has criticized the "State-centered" security approach by taking "human" to the ontological center of security. In addition, it has made expansive contributions to the scope and content of security on issues such as ecology, health, social and economic well-being, and gender. Therefore, it is among the claims of the human security approach that human security is not only aimed at protecting the physical existence and integrity of the human, but also that psychological and sociological factors occupy a large place in the security equation. The main purpose of this study is to question the arguments of the human security approach from a realist perspective. For this purpose, the position and function of the EU in establishing health security, which is one of the basic components of human security, will be examined. In the context of COVID-19 pancemic that emerged in 2019, and the EU, the health security dimension of human security will be examined through the European Union's struggle against the epidemic and its practices. For the purposes of the thesis, the comparative analysis method was used to analyze the practices of combating the epidemic at the EU level and in the member states. In addition, historical and descriptive research methods were also used. As a result of the data obtained, it has been seen that the EU has failed in the establishment of human security in the fight against the epidemic compared to the member states. With this, it has been concluded that nation-states perform more effective practices in the short term in the establishment of human security.2022-06-01T00:00:00ZMultilateralism as implemented in the newly independent countries. Case of the World Health Organization and the Health Security in Cameroon from 2008 to mid-2020
http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/5877
Title: Multilateralism as implemented in the newly independent countries. Case of the World Health Organization and the Health Security in Cameroon from 2008 to mid-2020
Authors: Madı Madı, John
Abstract: Ulaştırma ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte, uluslar arasındaki etkileşim ve entegrasyon, dünyadaki ulusların klasik kendi kendine yeterliliklerinin yerini almıştır. Toplumun modernleşmesi ikili bir gerçekliğe yol açtı. Bir yandan, küresel işbirliğini kolaylaştırarak dünya çapındaki ulusları birbirine yaklaştırdı. Öte yandan, söz konusu modernleşme, sorunların ve zorlukların daha karmaşık olduğu bir uluslararası toplum inşa etmiştir. Uluslararası toplumun söz konusu karmaşıklığıyla yüzleşmek için, dünya çapındaki ülkeler, herhangi bir sektörel olayla toplu olarak başa çıkmak için çabalarını bir havuzda toplamak amacıyla ayrıcalıklarını birleştirmeye karar verdiler. Bu nedenle, uluslararası örgütlerin yaratılması ve böylece çok taraflılığın ortaya çıkması. Uluslararası kalkınmanın hizmetinde bir taahhüt olarak sunulan bu çok taraflılık fikri, ekonomi, kültür, politika, askeri veya sağlık gibi çeşitli sektörleri kapsayacak şekilde güçlendirildi. Bu araştırma çerçevesinde, sağlık çok taraflılığı ve daha doğrusu, Dünya Sağlık Örgütü'nün Kamerun'daki etkisi söz konusu olacaktır. Yeni bağımsız ülkelerde uygulanan çok taraflılık. 2008'den 2020'nin ortasına kadar Kamerun'daki Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Güvenliği Örneği, DSÖ'nün Kamerun Sağlık sistemi üzerindeki etkisini ana hatlarıyla belirtmek için belirli bir hedef izlemektedir. Sağlık çok taraflılığının Kamerun için hala yararlı olup olmadığını bilmek için araştırma sorusuna dayanarak, ülkedeki gerçeklerin somut gözlemleri, daha ziyade çok taraflılığın bir hayal kırıklığını resmediyor. Post kolonyal teorinin kıstası ve karşılaştırmalı, nitel ve nicel yöntemlerin metodolojisi aracılığıyla analiz edilen bu çalışmadan üç anahtar gerçek ortaya çıkıyor. Kamerun sağlık sisteminin istikrarsızlığı bir gerçektir. DSÖ tarafından başlangıçta açıklanan projeler ile sahadaki somut başarı arasında bir uyumsuzluk ve boşluk bulunmaktadır. Devletlerin gerçek gelişimine elverişli, uluslararası, çok taraflı bir ortam yaratmanın zamanı geldi.
With the advances in transportation and communication technologies, the interaction and integration among nations have replaced the classic self-sufficiency of nations around the world. The modernization of society has driven a dual reality. On one side, it has eased global cooperation, bringing closer nations worldwide. On another side, the said modernization has erected an international society where the issues and challenges are more complex. To face the said complexity of the international society, countries worldwide have decided to federate their prerogatives to pool their efforts to deal collectively with any sectoral eventuality. Hence, the creation of international organizations and so doing, the advent of multilateralism. Presented as a pledge at the service of international development, this idea of multilateralism has been strengthened to cover various sectors such as the economy, culture, politics, military, and health. Within the framework of this research, it will be highlighted the question of health multilateralism and more precisely, the World Health Organization's impact on Cameroon. Through the research question formulated as what is the impact of the World Health Organization on the Cameroonian health security, the theme "Multilateralism as implemented in the newly independent countries. Case of the World Health Organization and the Health Security in Cameroon from 2008 to mid-2020", pursue a specific target. The target is to outline the impact, the importance, and the concrete value of the WHO on the Cameroonian Health system. Seconded by the subsidiary research question interrogating whether health multilateralism is still helpful for Cameroon, the concrete observations of facts in the country rather paint a disillusion with the multilateralism. Analyzed through the yardstick of postcolonial theory, and the methodology of the comparative, qualitative, and quantitative methods, three key facts emerge from this study. The precariousness of the Cameroonian health system is a reality. There is a mismatch and a gap, between theprojects initially announced by the WHO and the concrete achievement in the field. It is time to create an international, post-multilateral environment,conducive to the real development of States.2022-05-01T00:00:00ZNizâmî'nin dört mesnevîsinin mensûr tercümesi [Heft Peyker, İskendernâme, Hüsrev ü Şîrîn, Leylâ vü Mecnûn, inceleme-edisyon kritikli metin]
http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/5871
Title: Nizâmî'nin dört mesnevîsinin mensûr tercümesi [Heft Peyker, İskendernâme, Hüsrev ü Şîrîn, Leylâ vü Mecnûn, inceleme-edisyon kritikli metin]
Authors: Koç, Hamza
Abstract: Klâsik Türk edebiyatında büyük etkiye sahip olan Nizâmî'nin Hamse'sini ihtiva eden mesnevîlerden Mahzenü'l-Esrâr hariç diğer dört mesnevîye yani Heft Peyker, İskendernâme, Hüsrev ü Şîrîn ve Leylâ vü Mecnûn'a yapılan mensûr tercümenin çeviri yazı ile günümüz alfabesine aktarımını ve incelenmesini kapsayan bu çalışma, giriş, dört ana bölüm, sonuç, yararlanılan kaynaklar ve eklerden oluşmaktadır. Çalışmanın giriş bölümünde, çeviri yazı çalışmalarının önemi vurgulanmış, kullanılan yöntem ve teknikler belirtilmiş ve tezin bölümlerine yönelik kısa açıklamalar yapılmıştır. Birinci bölümde, Nizâmî'nin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında geniş çaplı bilgi verilmiştir. İkinci bölümü, mensûr tercümenin şekil ve muhteva açısından incelenmesi oluşturmaktadır. Üçüncü bölümde Nizâmî'nin mesnevîleri ile bu mesnevîlere yapılan mensûr tercümeler karşılaştırılmıştır. Dördüncü ve son bölümde ise mensûr tercümenin nüshaları tavsif edilmiş, metnin hazırlanmasında izlenen yol belirtilmiş ve metinde kullanılan çeviri yazı alfabesi verilerek Arap alfabeli metnin günümüz alfabesine aktarımı yapılmıştır. Sonuç bölümünde, tez çalışmasının değerlendirmesi yapıldıktan sonra çalışmada elde edilen veriler özetlenmiş, çalışmanın Türk edebiyatındaki yeri ve önemi belirtilmiş ve ardından çalışmada yararlanılan kaynaklar ve ekler sunulmuştur. Nizâmî'nin Hamse'sini oluşturan mesnevîler, klâsik edebiyatımızda telif ya da tercüme olarak en çok kaleme alınan mesnevîlerdendir. Nizâmî'nin dört mesnevîsine yapılan bu mensûr tercüme, aynı zamanda bu anlatılara akıcı bir roman üslûbu kazandırmış ve çalışmanın önemini bir o kadar daha artırmıştır.
This study includes literary prose translations of four masnavi poems from Nizâmî's Hamse, Heft Peyker, İskendernâme, Hüsrev ü Şîrîn and Leylâ vü Mecnûn (excluding Mahzenü'l-Esrâr) to the current alphabet through transcriptions. These works had a considerable influence on classical Turkish literature. It also includes examinations of these works in an introduction, four chapters, a conclusion, references and an appendix. The introduction emphasizes the importance of transcription and its methods and techniques. It also presents brief explanations of the sections of thesis. Detailed information about Nizâmî's life, literary identity and his literary works is given in the first chapter. The second chapter examines the literary prose translation in terms of form and content. The third chapter compares Nizâmî's masnavi poems and their literary prose translations. The fourth and last chapter, the copies of literary prose translation were described. The method used for the preparation of text was pointed out and the text written in Arabic alphabet was transferred to the current alphabet through providing the transcription alphabet used in the text. The conclusion evaluates the thesis and summarized its data, emphasizing the importance and place of the study in Turkish literature. The references and appendix are also presented. The masnavi poems in Nizâmî's Hamse are among the most translated and anthologized masnavi poems in classical Turkish literature. This literary prose translation of Nizâmî's four masnavi poems provides a fluent novelistic style for these narratives and increases the importance of the study.2016-02-01T00:00:00ZUzak ülkelerin insanları: XVII. yüzyılın ikinci yarısında Trabzon'un sosyal ve ekonomik hayatında köleler
http://acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/handle/123456789/5864
Title: Uzak ülkelerin insanları: XVII. yüzyılın ikinci yarısında Trabzon'un sosyal ve ekonomik hayatında köleler
Authors: Altındeğer, Sabiha
Abstract: Bu tez, XVII. yüzyılın ikinci yarısında Trabzon'da kölelerin sosyal, ekonomik ve gündelik hayatlarını araştırmayı amaçlamıştır. Çalışma, aynı zamanda Trabzon toplumunun XVII. yüzyıldaki hayatına Trabzon mahkeme kayıtlarından faydalanarak katkı yapmayı hedeflemiştir. Tez üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, Osmanlı İmparatorluğu öncesinde ve Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik tarihini araştırmaktadır. Bu bağlamda dinler arasında, İslam'da ve Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik uygulamaları arasında benzerlik ve farklılıklar tespit edilmeye çalışılmıştır. İkinci bölüm, kölelerin azat edilmesi, azat edilen kölelerin Trabzon toplumundaki yerleri, kaçan kölelerin yakalanması ve bundan sonra yapılanlar hakkında bilgi vermektedir. Üçüncü bölüm, kölelerin Trabzon sosyal hayatındaki yerini analiz etmektedir. Bu amaçla kölelerle ilgili nikâh, boşanma, zina, kız kaçırma, ırza geçme, iftira, hakaret, hırsızlık, ölüm, darp ve yaralama konulu kayıtlar incelenmiştir. Bu bölümde ek olarak sicillerde yer alan tereke kayıtları, köle satış kayıtları ve köle fiyatı veren diğer sicil kayıtları kullanılmıştır. Son olarak köle sahipleri, Trabzon toplumundaki sosyal statülerine göre incelenmiştir.
This thesis tries to investigate the social, economic and daily life of the slaves in Trabzon in the second half of the seventeenth century. This work also aims to make contribution in understanding the life in the seventeenth century Trabzon society in the light of the Trabzon court records. The thesis is in three chapters. The first chapter searches the history of slavery before the Ottoman Empire. In this connection it is attempted to establish the similarities and the diversities of the slavery in different religions, in Islam and also in the Ottoman Empire. The second chapter gives information about the ways of how the slaves are freed, the situation of free slaves in Trabzon's society, the catching of escaped slaves and what happens after that. The third chapter analyses the place of slaves in the social life of Trabzon. To do that, the court entries of marriage, divorce, adultery, rape, slander, insult, burglary, death and injury which have direct reference to slaves are examined. This chapter also evaluates the effect of slaves to the economic life of Trabzon. In this chapter further sources like estates of deceased person, sales of slaves and the sources which give the prices of the slaves are used. Finally, the owners of the slaves are analysed according to their social status.2022-06-01T00:00:00Z